12 Kasım 2012 Pazartesi

kendimi daha iyi hissetmediğim konusunda hemfikir miyiz??


   bugün tam anlamıyla berbattı. geçen yazıda da bahsettiğim gibi öcü olayını bitirdim. yani bitirdiğimi sanıyordum. ama bugün onu görünce... niye insanlardan hemencecik etkileniyorum? niye bana yapılan şeyleri unutmam için bi kaç saat yeterli oluyor ki?

 bana onunla bakışmamamın iyi geleceğini düşünüyordum ama aksine daha kötü. ona bakamamak gözlerini görememek gülümseyememek o kadar kötü ki. boktan ibaret hissediyorum şu an kendimi.

 sabah okula giderken gayet kendimden emindim. bakmayacaktım yüzüne selam falan vermeyecektim hatta ders aralarında koridorda gezmeyi kantine gitmeyi de yasakladım kendime. kararlıydım yani çıkaracaktım onu aklımdan. saçaklıyla lavabodan çıkarken bunu gördüm. o ilk karşılaşma anı var ya en kötüsü o işte. bütün o kararlı duruşum kendime verdiğim sözler hepsi yerle bir oldu. kantine indik sonra.. sırada bi tek öcü vardı. yanına gittim. ben ondan bekledim ' günaydın' demesini. o da benden. öyle bi sessizlik oldu ki o 5 saniyelik zaman diliminde. herkes sustu sanki. kulaklarımda sadece yersiz bir uğultu vardı. ha bide iç seslerim. biri bana hiç susmadan 'hadi günaydın de hadi ne bekliyorsun bak birazdan parasını verip gidicek malkafalı konuşsana lan ağzına sıçiim senin kaç defa bu kadar yakın durdunuz göt yaklaş biraz oğlana kendini göster ihihi mihihi yap kaçıracan oğlanı zaten senden bi halt olmaz sonra da benim aşk hayatım niye bu kadar boktan diyorsun. anasını satayım seni bi çocukla konuşturamıyoz ki günaydın de naber de bi şey yap konuş onunla bak sende istiyorsun çocuğu bal gibi işte dibin düştü ağzının suyunu yut da bi merhaba de görgüsüz mağaradan mı çıktın yaptığın saçmalık gururunu bi kenara bırak hem bi günaydın dedin diye dünya yıkılmaz ya saçmalama hadi hadi laaan laaan lan çocuk parayı uzattı hadi kızaaaam' diyordu. diğeriyse ' asıl selam verirsen saçmalığın allanı yaparsın çocuk sana iki gün önce ne bakıyon gardaş diyerekten baktı şimdi selam verirsen yaptığın yüzsüzlük olmaz mı kedi misin sen ne sırnaşcan şuna hem bu çirkin sen daha iyilerine layıksın bu sevmeye değmez hatta bırak sevmeyi bakmaya bile değmez sana bunları yaşatan çocuk yaptığı şeyden habersiz olamaz dimi sakın selam falan verme yeminle zikerim beynini sonra çok pişman ederim yapmasaydın yapmasaydın der dururum aklının içinde hem bu çocuk seni kolay elde edilen biri olarak nitelendirir seni çantada keklik görür hem senden hoşlanıyorsa bile bugüne kadar tüm adımları sen atmadın mı sen selam verdin sen güldün sen baktın sen konuşmak için çabaladın sen masana davet ettin insan olsaydı anlardı o da sana büyük bir adım atardı hayvan bu hatta hayvan bile değil onlar da anlıyorlar bazı şeyleri şu mahlukata halini hatrını sorsan kaç yazar' diyordu. iç seslerimle meşgul oluyordum ki o da gitti parayı verip. sonra üzüldüm çok üzüldüm niye bilmiyorum ama gerçekten üzüldüm.

 kantinde öyle üzgün üzgün oturuyordum ben yanıma filozof geldi o sırada öcü de arkadaşlarıyla karşımızda oturuyordu. biz filozofla otururken arkamdan dolanıp çıktı kantinden. kendini mi göstermeye çalıştı yoksa sadece tesadüf müydü bilmiyorum. zaten sonra da bi daha görmedim onu. öğle arası gördüm bide. normalde hep bana afiyet olsun derdi bu sefer demedi ben onun yüzüne bakmadım oda benim yüzüme bakmadı. bakışmadık hiç değmedi gözlerimiz. ya aslında bu çocuk beni filozoftan kıskanıyor da olabilir çünkü bu ara hep beraber takılıyoruz. bizi hep beraber görüyor. aslında dünyanın en ünlü aşk oyunudur kıskandırma ama öcü de işe yaramıyor sanırım. hatta ters tepiyor. zaten çıkışta da en öne filozofun yanına oturdum son dersler öcü ortada yoktu yurttadır diye. tam okuldan çıkarken kafayı bi çevirdim öcü. o an çok kötüydü ya. o kadar mahzun baktı ki. onu üzmüş olabilir miyim? sanki bakıştığımız günler daha bi güleryüzlüydü daha bi oynaktı. orda burda hoplayıp şebeklik yapıyordu piç. ben o günleri özledim yaa.
  
ona nasıl davranacağım, bilmiyorum. eğer benden hoşlanmıyorsa davranışlarımı umursamaz zaten. eğer hoşlanıyorsa umursar hemde fazlasıyla. gözlem yapar. ama bizden sevgili olmaz o kadar zıttız ki. kararsızım kafam karışık çocuğu ne şekil davransam bilmiyorum. bi yandan ne kadar az karşılaşırsak ikimiz için de o kadar iyi diyorum diğer yandan onu görmek istiyorum. bana bakmadığında moralim bozuluyor. görmediğimde eksik hissediyorum. bakışlarına alıştım sanırım. hayır bide bakışsak ne olacak ki bunun bi tık üstü yok işte. bunu bilmek acı. eğer bi şey yaşarsak bu ikimizi de yakar sonu kötü olur. ' biz aynı tavla tahtasındaki iki farklı pul gibiyiz. öyle ya birbirimizi kırmadan bu oyunu bitiremeyiz. '

         zamana bırakacağım sanırım. belki zamanla da bırakırım....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder