çok yakın bir arkadaşım var. kan bağımız olmadan beni çekebilen tek insan. adı saçaklı olsun. çünkü saçları konusunda baya takıntılı. saçlarının güzel olduğuna inanmadan evden dışarı adımını atmaz. saatlerce uğraştığını bilirim. bu sebeple o hep güzeldir. bende hiç dikkat etmem saçıma. genelde at kuyruğu yaparım. işte bu sebepten de ben bazen kendimi dünyanın en güzel kızı diye adlandırırken bazen de yaratık diye adlandırıyorum. aynaya baktığımda karşımdakinin aynanın içinden çıkıp beni yiyeceğini falan düşünüyorum. özellikle regl günlerimde. neyse şu anki konumuz bu değil.
saçaklı aradı işte beni. şu sıralar hoşlandığım bi çocuk var. bizim okuldan yurtta kalıyor. biz ona kısaca öcü diyoruz isminin ve soyadının baş harflerinden yaptık bu takma adı. bu öcü meselesinde de anlatacağım çok şey var ama bu da şu anki konumuz değil.
açtım telefonu. "sana bişi söylicem" dedi. " ne var lan çabuk söyle" dedim ki o sırada kulağımda kulaklıkla http://www.dailymotion.com/video/xbo24b_candan-ercetin-vay-halime-2009_music dinliyodum bi yandan su böreği yiyodum diğer yandan da YGS mat çözüyodum. aynı anda ne kadar çok iş yapabildiğimi şu an yazınca farkettim varya.. "ya şey ben şeyi gördüm" dedi. "kimi lan öcü yü mü nerde gördün gitmemiş mi daha tüm yurtçular gitti (bayram tatilindeyiz ya hani) ama nolur gitmediğini söölee ya da dur başka bi kızla mı gördün kız kim tanıdık mı güzel mi söyle nerdee gördün oraya geleyim ama gelemem ki tipim berbat saçlar yağlı şaftım kaymış durumda şimdi banyo yapıp hazırlanıp geliim desem en az 2 saatimi alır o zamana onlar mercimeği fırına verirler off. cevap versene lan çıldırtma beni" dedim " gargameli gördüm" dedi. kendisi eski sevgilim olur da.. burnu baya büyük gargamele benziyor da.. "nerde gördün?" "geçen gittiğimiz kafe vardı ya orda. bikaç arkadaşıyla oturuyodu ben önünden geçiyodum mekanın o da beni gördü sonra kafasını çevirdi" dedi. ben sustum zaten geleceğini biliyordum ama karşılaşmamıza ihtimal vermiyodum. benim takıldığım yerlere geliyorsa muhtemelen görcem onu. "benim derse girmem lazım canım sonra konuşuruz tamam mı" dedi kapattı.
dediğim gibi geleceğini biliyordum. ailesi burda yaşıyor. o hatayda üniversitede. biz ayrılalı 6 aya yaklaştı. yazın o burdaydı ben değildim. karşılaşmadık hiç. sadece bi kez sokakta yürürken kahkahasını duydum gibi oldu. onu da halisünasyona bağladım. annesini abisini falan görüyodum zaten sık sık. allahın embesil ailesi. ağzına sıçtığımın delileri. mendebur tipli malözler. velhasıl onu en son geçen sene sömestırda gördüm. ondan 2 veya 3 ay sonrada ayrıldık. yani o ayrıldı. bunu sözle dile getiren ben olmama rağmen o pratikte çoktan benden ayrılmıştı zaten.
boktan bi ilişkimiz vardı.ben ondan önce bizim okuldan birini seviyodum adı basket olsun. okulun basketbol takımındaydı ve her sayısında basket diye bağrıyodu bakışıyoduk ama meğersem bu piç bana değil yanımdaki kızlardan birine bakıyomuş bunlar benden habersiz işi kaynatmış o orospuyla. kızlar tuvaletinde kakamı yapmaya çalışırken duydum çıktıklarını lan böyle bi şey var mı insan olan gelir karşıma söyler. ben orda kakamın derdindeyim "şunu nası çıkartcam yeaa" diye hayatımın gerçeğiyle yüzleştim o an. hüngür hüngür ağladım. kakama mı noldu kaçtı içeri diplere saklandı. olaydan 3 gün sonra anca çıkardım onu.allah ikinizinde belasını versin dedim kıza kapattım konuyu ( ama tam kapatamadım sanırım. şimdi bile çocuğu görünce rüzgarda ordan oraya savrulan çamaşır ipindeki külot gibi alt üst oluyorum ee ne demişler deveyi diken insanı siken... şu an odama gelip bana elini uzatsa "gel" dese yemin ediyorum giderim.) neyse bizim çok ileri zekalı arkadaşlardan bikaçı başka biriyle olursan unutursun dediler. bi deneyim dedim o sıra karşıma bu hıyar çıktı. hıyar demek bile hıyara hakaret etmek olur. ondan hiç olmazsa cacık oluyo. bu çocuk tam bir embriyonik özürlüydü. normal şartlar altında bunu önüme koysalar "insan nesli tükendi çiftleşin" deseler yeminle ıkınıp kendimde pipi çıkarıp kendi kendimi döllerdim. sırf insan nesli götünde ağzı olan bir nesil olmasın diye.
neyse biz bunla çıkmaya başladık. ki bu durumda ona sarılacağıma bi meyce ağacına sarılsam daha karlıydım. en azından meyve verirdi. 10 ay çıktık bununla 3. ayda üniversite gitti zaten bayramda seyranda görüşür olduk. onu sevmedeğimden adım gibi emindim onun da beni sevmediğinden. ama niye hala devam ettim o ilişkiye bilmiyorum bu da benim en büyük mallıklarımdan biriydi.
saçları kulağına kadardı. sıradan kahverengi gözleri kaşları vardı. kocaman bi burnu ve orta boy bi elmanın rahatlıkla sığacağı büyüklükte ağzı vardı. ha bide gözlükleri. hiçbir vasfı yoktu anlayacağın. anlayışsız, saygısız, pinti, çirkin, öküz oğlu öküz, kültürsüz, bilgisiz, iki lafı biraraya getiremeyen kalitesiz bi insandı. benle taban tabana zıttı. romantizmden anladığı ibrahim tatlısesin şarkı sözleriydi. evrimini henüz tamamlayamamış, insanlıktan nasibi almamıştı ve ben onunla sadece egomu tatmin ediyordum. onun bu özelliklerinden yola çıkarak kendimi tartıp muhteşem bi insan olduğumu düşünüyordum.
şimdi o burda. yüzünü görmek sesini duymak bi yana aynı şehrin havasını teneffüs etmekten bile tiksiniyorum. şu ana kadar onu görürsem ne yapacağım konusunda hiç düşünmedim. gerçekten ne yaparım bilmiyorum.o benim herhangi bi köşe başında yada bi yerde yemek yerken görebileceğim biri değildi. düşünmeme gerek yoktu.
onunla konuşacak mıyım? hayır.asla. bi mekanda karşılaşırsak terk ederim orayı. sokakta karşılaşırsak yolumu değiştiririm aynı kaldırımda dahi yürümem.
yalnız şu var ki pişman olmasını isterim ben bu kızı nası kaçırdım elimden allah benim belamı versin desin itler gibi pişman olsun zamanı geriye almak istesin hatta beni görünce yeni bi sevgilisi var mı acaba diye düşünsün. inim inim inlesin gergedan tipli tavuk. dikkat etmem gereken şeyler de var. bir bakımlı ve güzel olmalıyım şu on gün için saçlarım açık olmalı mutlaka. üstüme başıma da bakayım bi zahmet. iki asla yalnız olmamalıyım yanımda mutlaka birileri olmalı "benden sonra yapayalnız kalmış" demesin arada bizim oğlanlardan bikaçını da yanıma alayım da kudursun it. onu görünce o kadar küçümseyici bi bakış atmam lazım ki " götünü kestiğimin takıntılısı bak sen olmadan nasıl mutluyum kendi haline yan ibne bundan sonra benden uzak allaha yakın ol siktir git kütük kafalı" mesajı vermeli. ya benimle konuşursa?? yok ya cesaret edemez kavga ederken pısıp kalan herif mi gelip konuşma cesaretini gösterecek peh peh peh şu dediğime ben bile gülerim haa.
merak ettiğim tek bi şey var. şu an şehrin sokaklarında gezerken gözleriyle beni arayıp " ulan bu kızı görürsem ben ne yapcam nasıl davrancam?" diyo mudur? bunu da sırf egomdan merak ediyorum. yani hala beni görmek için etrafı tarıyorsa gözleri egoma son kıyağını yapmış olur.
yazının ana fikri" egoya sahip çıkalım".. dedeye sahip çıklalım stayla :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder